Takip Edin
Melih Gezmen (1 Kasım 1994 - Antakya/HATAY)
2006’da adımı değiştirdiğimde başladı hikayem.
‘Mervan’ olan adımı ‘Melih’ olarak değiştirdiğimde, değişmenin zor olduğunu kabul edip, değişirken incinmenin ve incitmenin sabrını, inadını, duruşunu ve ardından başarmanın kutsallığını öğrendim.
Değişmek, kabul etmemeye kafa tutmaktır.
Lise yıllarında özel davul eğitimleri almaya başladım ve henüz ikinci ayımda ilk konser deneyimini yaşadım. Sahneler hep büyüleyici oldu benim için. Ruh aynı, paylaştığım hisler farklıydı. Enstrüman çalmak, kelimeler olmadan hisleri paylaşmanın kutsal bir yoluydu. İki buçuk yıl boyunca aldığım davul eğitimini, amatör gruplarla birçok konserde davul çalarak sürdürdüm. Üniversitede Turist rehberliği bölümünden mezun okuduktan sonra konuşmadan anlatabilmeyi özledim ve ‘Davul Eğitmenlik Sertifikası’ alarak davul öğretmeye ve gruplarla çalmaya devam ettim. Öfkemi, mutluluğumu ve daha birçok hissimi davulla paylaşıyorken, hem bana yine iyi gelecek hem de gittiğim her yere rahatça götürebileceğim, bana yol arkadaşı olabilecek ‘handpan’i internette ilk gördüğümde ‘ya sen benim olacaksın ya da ben senin...’ dedim.
Tutku, incinmeyen kutsal bir istektir ve ruhunu ortaya koyarak yaptığın her iş, ancak tutkuyla yaptığın iştir.
İlk handpan’imi alıp çalmaya başladığımda 27 yaşındaydım. Önce mideme ve karın boşluğuma iyi geldiğini hissettim ve şu anda da böyle devam ediyor. Anlaşamadıklarım, konuşamadıklarım, söylemek istediklerim ve daha birçok şey, onun titreşimindeydi Vagonlara binip sırayla gidiyordu içimdekiler. İlk teklim olan ‘Gözyükü’ altı ay sonra tüm dijital platformlarda yayımlandı. Ardından ‘Platonik Yol’, ‘Lifes in Cages’ ve ‘Hemderdim Kendim’ ve ‘Melodrum’... Türkiye’de handpan ile kendi bestelerini dijital platformlarda tekli olarak paylaşan tek kişi olup, aynı tutkuyla yeni projeler üzerinde çalışmaya devam ediyorum.
‘Göz, yükünü bırakmamalı kendi bebeklerinde,
ki gözyaşı beslemez kendi gözlerini.’
.melih.
2006’da adımı değiştirdiğimde başladı hikayem.
‘Mervan’ olan adımı ‘Melih’ olarak değiştirdiğimde, değişmenin zor olduğunu kabul edip, değişirken incinmenin ve incitmenin sabrını, inadını, duruşunu ve ardından başarmanın kutsallığını öğrendim.
Değişmek, kabul etmemeye kafa tutmaktır.
Lise yıllarında özel davul eğitimleri almaya başladım ve henüz ikinci ayımda ilk konser deneyimini yaşadım. Sahneler hep büyüleyici oldu benim için. Ruh aynı, paylaştığım hisler farklıydı. Enstrüman çalmak, kelimeler olmadan hisleri paylaşmanın kutsal bir yoluydu. İki buçuk yıl boyunca aldığım davul eğitimini, amatör gruplarla birçok konserde davul çalarak sürdürdüm. Üniversitede Turist rehberliği bölümünden mezun okuduktan sonra konuşmadan anlatabilmeyi özledim ve ‘Davul Eğitmenlik Sertifikası’ alarak davul öğretmeye ve gruplarla çalmaya devam ettim. Öfkemi, mutluluğumu ve daha birçok hissimi davulla paylaşıyorken, hem bana yine iyi gelecek hem de gittiğim her yere rahatça götürebileceğim, bana yol arkadaşı olabilecek ‘handpan’i internette ilk gördüğümde ‘ya sen benim olacaksın ya da ben senin...’ dedim.
Tutku, incinmeyen kutsal bir istektir ve ruhunu ortaya koyarak yaptığın her iş, ancak tutkuyla yaptığın iştir.
İlk handpan’imi alıp çalmaya başladığımda 27 yaşındaydım. Önce mideme ve karın boşluğuma iyi geldiğini hissettim ve şu anda da böyle devam ediyor. Anlaşamadıklarım, konuşamadıklarım, söylemek istediklerim ve daha birçok şey, onun titreşimindeydi Vagonlara binip sırayla gidiyordu içimdekiler. İlk teklim olan ‘Gözyükü’ altı ay sonra tüm dijital platformlarda yayımlandı. Ardından ‘Platonik Yol’, ‘Lifes in Cages’ ve ‘Hemderdim Kendim’ ve ‘Melodrum’... Türkiye’de handpan ile kendi bestelerini dijital platformlarda tekli olarak paylaşan tek kişi olup, aynı tutkuyla yeni projeler üzerinde çalışmaya devam ediyorum.
‘Göz, yükünü bırakmamalı kendi bebeklerinde,
ki gözyaşı beslemez kendi gözlerini.’
.melih.